ağlamak

ağlamak
nsz
1. 哭: \ağlamaktan gözleri kızarmak 哭得两眼通红
2. 极度悲伤, 悲叹
3. 哭闹:
4. 抱怨, 不满, 发牢骚: Parası arttığı hâlde yine geçinemiyorum diye ağlıyor. 虽然他的钱越来越多, 可他还是抱怨难以度日。
◇ \ağlamaktan kesilmek 由于事与愿违而欲哭无泪 ağlamaz gülmez 迟钝的, 不敏感的; 大度的: Merak etme, o ağlamaz gülmez biridir, bir şey olmaz. 别担心, 他是一个大度的人, 没事的。ağlar gibi bir sesle söylemek 如泣如诉地说 ağlaya ağlaya 哭着, 边哭边: ağlaya ağlaya anlatmak 哭述 ağlaya ağlaya koşmak 边哭边跑 Çocuğunu sırtına bağladı, zavallı kadın ağlaya ağlaya çıkıp gitti. 这可怜的女人把孩子捆在背上, 眼泪汪汪地走了。ağlayanı olmak 死后有人哭 ağlayası ağzından gelmek 忍不住要哭, 就要哭出来 ağlayıp sızlamak 1) 哭诉 2) 向人诉苦, 寻找同情
◆ Ağlama ölü için, ağla diri için. 与其为死人忧伤, 不如为活人解难。Ağlamakla yâr ele girmez. 临渊羡鱼, 不如退而结网。Ağlamayan çocuğa meme vermezler. 会哭的孩子有奶吃。Ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın. 勿为谎言所欺, 勿为眼泪所骗。Ağlarsa anam ağlar, kalanı (或 gayrısı) yalan ağlar. 只有母亲真正忧伤, 他人都是逢场作戏。Ağlayanın malı gülene hayretmez. 巧取豪夺, 非福是祸。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • ağlamak — nsz 1) Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek 2) Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak 3) den Sızlanmak, yakınmak Utanç ve kahırdan, yumruklarını ısıra ısıra bir zaman ağladı. A. İlhan 4) e Bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aglamak — yalnız olmak, bo; olmak, II I, 258 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • ağlamak para etmez — üzülmenin yararı olmaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • katıla katıla ağlamak — aşırı derecede ağlamak Meğer aradan birkaç ay geçecek ve yine o evde, yine gözlerimizden yaşlar akarak katıla katıla ağlayacakmışız. Y. Z. Ortaç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iki gözü iki çeşme ağlamak — sürekli veya çok ağlamak Sen gittin de aylarca yas tuttu, iki gözü iki çeşme ağladı. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kan ağlamak — büyük bir üzüntü içinde bulunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • siyem siyem ağlamak — iplik iplik gözyaşı dökmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • anası ağlamak — (birinin) çok sıkıntı çekmek, eziyet çekmek, bitkin duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreği kan ağlamak — derinden acı duymak, çok üzülmek Yüreği kan ağlıyordu, onların şu perişan, sürüm sürüm hâllerini gördükçe... Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içi kan ağlamak — çok üzüntü duymak Demin Raif Efendi nin karısını dinlerken içim kan ağlıyordu. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaş akıtmak (veya dökmek) — ağlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”